Değişimden kaçılamayacağını yüzyıllar öncesinde Heraclitus’un söylediği şu ünlü söz bizlere hatırlatıyor: “Değişmeyen tek şey, değişimin kendisidir.” Dünyadaki hızlı değişime ayak uydurmak her geçen an daha da zorlaşıyor. Gelişmeler arasında kaybolup gitmemek ve çağı yakalamak için birçok konuda kendimizi geliştirmeye ihtiyacımız var. Bu değişimlere ayak uydurmak için eleştirel düşünme, doğru bilgiyi bulma, zorlu sorunları çözme, yaratıcı düşünme ve duygusal zekamızı geliştirme becerilerine sahip olmamız gerekiyor. Bu becerileri geliştirmek mümkün; ancak doğru eğitim yöntemleriyle.
Bu becerileri geliştirmek için geleneksel eğitim metotlarından yararlanmak ne yazık ki mümkün değil. Tek tip insan yetiştirmek üzere kurulan, yaratıcılığı değil ezberciliği ödüllendiren geleneksel eğitimden çıkarak; her bireyin kendi kendisini geliştirebileceği, birbirinden öğrenmenin sağlandığı, öğretmen ve eğitimcilerin mentor/kolaylaştırıcı oldukları eğitim modellerine geçmek gerekiyor.
Bilgi, beceri ve tutum kazanımı için sosyal ortamlardan, deneyimlerden, dijital araçlardan, sosyal medyadan, oyunlardan, maker hareketinden ve STEM gibi farklı disiplinlerden yararlanan yeni öğrenmeye genel olarak Yeni Nesil Öğrenme denmektedir. Bu öğrenme modeli kendisini her an yenilemekte ve geliştirmektedir. Bireyler kendi istekleri ve becerileri doğrultusunda kendilerini geliştirirler. Çevrelerindekilerle etkileşime geçerek bilgi paylaşır hem kendisine bir şeyler katar hem de çevrelerini de geliştirirler.
Yeni Nesil Öğrenme ortamları eğitim sistemini giderek değiştiriyor ve çağımıza uygun hale getiriyor. Buna ayak uyduran kurumlar diğer kurumlardan bir adım öne geçiyorlar.
Comments