“3. Nesil” tabiri; gelecek bilimci Alvin Toffler’in yaşam şeklimizi kökünden değiştiren “3 dalga”yı tanımlamasından esinlenilmiştir. Sadece “dalga” sözcüğü yerine “nesil” kullanılmıştır.
Toffler’a göre birinci dalga M.Ö. 10000 yılında gerçekleşen “Tarım Devrimi”dir. Tarım devrimi ile göçebe hayattaki avcı toplayıcı toplumlar, toprağın verimini keşfederek kullanmaya ve ondan yararlanmaya başladılar. Giderek mahsullerini arttırmaya çalıştılar. Bunu yaparken de edindikleri yeni bilgileri çevrelerine öğrettiler ve çevrelerinden yeni bilgiler öğrendiler. Tarım Devriminin ardından yazı icat edildi. Bilgi aktarımı hızla yayılmaya başladı. Biz de bu birinci dalga tarım devrimi sürecine, eğitim açısından 1. nesil öğrenme süreci diyebiliriz.
Toffler, ikinci dalganın ise “Sanayi Devrimi” ile olduğunu söyler. Sanayi Devrimi ile hızlı bir atılım yaşandı ve kitlesel üretimler başladı. Daha donanımlı işçilere sahip olmak için üretim ve tüketime dayalı kapital bir sisteme geçildi. Bu sistemle eğitimde ciddi reformlar gerçekleşti; eğitim kategorize edildi ve meslek dalları daha net ayrıldı. Tüm dünyada aynı sistemin oluşturuldu ve uygulandı. Sanayi Devrimi ile başlayan eğitim sürecini 2. nesil öğrenme süreci olarak adlandırabiliriz.
Üçüncü dalga ise internetin ortaya çıkışıdır. İnsanlar hayatlarında daha önce hiç olmadığı kadar kolay bir şekilde bilgiye ulaşmaya başladılar. İnsanlık tarihindeki en hızlı gelişmeler bu dönemle başladı. Birçok yenilik hayatlarımıza girdi ve bizler için yeni alışkanlıklar, yetenekler ve ihtiyaçlar doğurdu ve halen doğurmaya devam ediyor. Bilgi her an erişilebilir olduğundan; artık bilgiyi üretmekten çok, onu nasıl kullanacağımız ve doğru bilgiye nasıl erişeceğimiz önem kazanıyor. Bu süreç eğitimi de değiştiriyor. 2. nesil öğrenme deneyimleri 3. nesil dünyamız için artık yetersiz. Eski eğitim sistemi bu hızla gelişen çağa ayak uyduramıyor. Bu nedenle 3. nesil öğrenme yöntemleri ortaya çıktı ve doğru bilgiye ulaşmak, onu kullanabilmek ve güncel kalabilmek için neler yapabileceğimizi düşünmeye yönelen bir eğitim sistemi başlamıştır.
3. nesil öğrenme felsefesi, eğitim sistemini de değiştiriyor. Sanayi Devrimi ile beraber ortaya çıkan 2. nesil öğrenme insanları tektipleştirirken, 3. nesil öğrenme her bireyin kendi öğrenme hızında öğrenmesine fırsat sağlıyor. Çağa ayak uydurabilmek için öğretmen ve eğitmenler bir sınıfta ya da eğitim salonunda tek bilgi kaynağı olmaktan çıkmalı, katılımcılarla beraber öğrenmeye başlamalı. Eğitimcilerin eski metotlarını da değiştirmesi gerekiyor. Bilgi her an güncelleniyor; o bilgi öğretmenin ağzından çıkarken bile eskimiş olabilir. Ayrıca bilgiye her an her yerden ulaşılabiliyor. Öğrenciler ya da katılımcılar bu bilgileri anında Google’a sorarak da elde edebilir zaten. Eğitimciler arama motorlarının sunmadığı bir şeyler ortaya koyabilmeli ki tüm eğitim sürecinin bir anlamı olsun. Peki 3. nesil öğrenme deneyimleri neyi vaat ediyor?
3. nesil öğrenme; öğretmenin/eğitmenin katılımcıları ile beraber öğrendiği, her katılımcının kendi motivasyon ve öğrenme hızına uygun bir alana sahip olduğu, işbirlikçi ekip çalışmasının yapıldığı bir ortam sunmalı. Bunun için öğretmen/eğitmen kendini geliştirmeyi hiç bırakmaksızın, ömür boyu öğrenmenin hayatının her alanına yayılmasına izin vermesi gerekiyor.
Comments